Kadının Değişen Portresi


Blog ortamı; kişinin, kendini en çok kendi gibi hissettiği, genellikle en rahat olduğu ve eğer kimliğini deşifre etmemiş ise, reel yaşamda en “açık” olduğu yer. Bu sebeple, eğer bu ülkede bir şeyler değişiyorsa bunu gözlemlemek de bir o kadar kolay.
Kadına ve erkeğe dair yazılarla her gün karşılaşıyoruz. Kadın ne ister erkek ne anlar veya neden birbirlerini anlamaz bu iki tür/erkeler basit canlılardır /kadınlar çok karmaşıktır /kadınların hepsi aynı /erkekler hep aynı.
Bu tür konulara her yazıda değinilmesi, olmazsa olmaz artık. Ama değişen bir şeyler var kadınlara dair. En azından blog yazarları arasında bunu gözlemlemek mümkün.

Blogmania da ukturk “kadın blog yazarları daha delikanlı oluyor” dedi. Hatta hali hazırda ki yazarlardan örnekler verdi. “Hiçbiri sözünü sakınmıyor, doğru inandığı şey ne ise, onu sonuna kadar savunabiliyor” dedi.

Delininbiri Trajikomik bir çöpçatanlık hikayesi... postunda, kendine dair cümlelerde buluşturulduğu kişinin, onu ne kadar farklı bulduğunu, her zaman karşılaşılmayacak kişilikte bir kız olduğunu ve bu yapısı dolayısıyla kanka olduklarından bahsetti. Mevcut ilişkilerinin de genellikle bu yüzden bittiğinden şikayet etti biraz. Aslında çok hoş bir özellik gibi görünmesine rağmen çok yönlü kişiliği yüzünden bitiyordu ilişkileri.

Cesetizleri “kadının kadına vurma çabası” diye yazmış ve vermiş veriştirmiş önyargılı kadın modelini. Klasik kıskanç kadın modelini eleştirmiş aslında.

Yine bu hafta yesari ; "Hepsi aynı" dedikleri “kadın”diye tanımladı kadının nasıl olması gerektiğini. Sıradan ve klasikleşmiş özellikte kadınların artık pek prim yapmadığını savundu ama yorumlarda göründüğü kadarıyla hala önemli olan; dış görünüş ve biraz da klasik olmak .

Yine siminya attı ortaya bir tartışma “Güzelsen milyonersin” diyerek. Güzel olmak nelere yeter nelere yetmez çok güzel bir dille eleştirdi.

Değişen bir şeyler var. Peki neler aynı kalıyor? neler erkekleri rahatsız ediyor?
Madem birden çok marifet barındırmaya başladı ellerinde bu kadınlar ,neden yine mutlu olamıyor?
Bu değişim erkekler açısından nasıl görünüyor?
Aslında bir değişim ve gelişim var ama bu sadece kadınlarla mı sınırlı kaldı acaba?
Erkekler bu işin neresinde duruyor? Ve asıl soru “erkekler bu durumdan memnun mu ve ne istiyorlar?”

Merak etmeye devam ediyoruz çünkü bu konuda yazanlar genellikle yine dişi kesimden. Ukturk ise bu konuda ki yorumunu yapmamış. Sadece durumdan bahsetmiş ve bu yazarları okumaktan keyif aldığını. Erkekler bu konuda ne düşünüyor acaba???

1K


  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

girizgah


aslında bu blogun çıkış temeli, dolaylı yoldan sizler sayesinde atılmıştır. sizler hakkında konuşurken, yapılan beyin fırtınası akabinde, bu blogun hazırlanılması için karara varılmıştır.
bu yazıda ismi geçen eva'ya ve izinsiz isimlerinden bahsedeceğimiz diğer tüm blog yazarlarına, gösterecekleri anlayış için şimdiden teşekkürü borç biliyoruz.

son günlerde, yeniden bir kimliğe bürünüp, yepyeni bir blog adresi ile karşımıza çıkan yazarlara rastlıyoruz. ya da bunu yapmak isteyip harekete geçme aşamasında olanlara.

zaman zaman 1k ile aklımızdan geçen, defalarca paylaştığımız bu fikrin, başka arkadaşlarımız tarafından hayata geçirilmesi üzerine, bu durumu tekrar masaya yatırma gereği hissettik.
ilk yazmaya başladığımız zaman ki kadar içten ve özgür olamadığımız anların artışından; çok kişi tarafından takip ediliyor olmanın yarattığı haz kadar tedirginlik hissiyatının da baş göstermesinden ve bunun sonucunda küllerinden yeniden doğma girişimlerinin, tarafımızca taktir edilesi bir hareket olduğundan söz ettik.

konu bu şekilde akıp giderken 1k'ya eva örneğini verdim.
http://www.mustesnaisler.com/ bloğunun yazarı.
şahsi kanaatimdir ki oldukça birikimli biri. gerek yaşadıkları-yaşam tarzı, gerekse bunları aktarış biçimi sayesinde takip edilesi bir blog yazarı. en azından bizim için.

yaklaşık iki, belki üç hafta önce yazdığı " müstehcen" içerikli bir post için, devamlı okuyucusu olan birinden aldığı "hiç sivri olmayan, aksine içtenlikle sarmalanmış sitem taşıyan" bir yorum, kafamı epey kurcaladı doğrusu.
içeriğinin değişmesinden hoşnut olmadığı belli ki eski eva'yı geri istediğini ima ediyordu bu yorum.
eva da gayet insancıl yaklaşarak, bu yoruma " bugün böyle yazarım, yarın salya sümük bir şiir yazarım, içimden ne geçiyorsa odur" cevabını verdi.

aslında buz dağının görünen kısmı oldukça hoş. biri içinden geçeni yazıyor, diğeri de içinden geçtiği gibi yorumda bulunuyor. şartlar teknik olarak aynı. yorum yapan da , en az yazıyı yazan kadar fikirlerini belirtme hakkına sahip.
ancak konunun iç kaldıran kısmı, karşımızdakini kalıplara sokma isteğimizle başa çıkamamız sanırım.

hep güldüren bir yazarın, bir dönem iç karartabileceğini; hep bilgilendiren bir yazarın, o gün yatak odasından bahsedebileceğini kolay kolay kabullenemiyor muyuz ne?

takip ettiğimiz blog yazarlarını, bir anda çok iyi tanıdığımızı düşünüyoruz belki de.
kafamızda yarattığımız şeklin dışına çıktıklarında da garipsiyoruz ve yadırgıyoruz.

içindekileri kusmak için blog yazan bir insanı, köşeye sıkıştırılmış bir ruh haline sokmaktan başka neye yarar ki bu tavrımız?


5n




  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

biz kimiz,burası neresi?


Bir çok şey öğreniyoruz okuduklarımızdan sizlere dair , kalemleriniz çok güçlü her birinizin. Bazılarınız bizi hüzünlendiriyor bazılarınız güldürüyor elbette.

Düşündürenler var, hüzünlendiren ve gülümsetenler olduğu gibi.
hatta öğretenler.

Ve tabiki“vay bee” dedirteneler var .Bir sürü duygu, bir sürü yaşam, satır aralarında okumaya çalıştıklarımız, cümlelerin ardını görme çabası. Sizlerden herhangi biriyiz biz. Bizde kalmasın istedik aklımıza gelenler okurken.
Neden olmasın dedik, yazalım dedik. Art niyet veya kimsenin özel hayatına müdahale değil amacımız.“biz dostuz “ dememiz bundan merhaba derken size.
Okuduklarımızı yorumladık kendi aramızda bazen hiçbirşey katmadan, bazen kendi görüşlerimizi ekleyerek. Bir nevi blog özeti diyelim. Bakarsınız sizinle ilgili sizin bile gözünüzden kaçan şeyler yakalarız burada. Tartışırız birlikte, sorun varsa ortada çözeriz.

Haddimize değil kimsenin derdine “merhem”olmak, sorunsuz hayatına “sorun” katmak yada. Herkesin en çok kendi olabildiği bu mahallede kimseyi incitmeden neler olduğuna şöle uzaktan bakmak ve dikkat çekilmesi gereken yerlere.

Kimsenin kendi kaleminden çıkmayan tek bir harf bile olmayacak burada. Buna rağmen rahatsız olan olursa çekinmeden gücenmeden, ona dair ne varsa kaldıracağız. Böyle başlıyoruz biz yazmaya , ama zaman neler gösterir, kalemimizden neler çıkar , ne sürprizler yapar bilemiyoruz.

Kalem sürçmeleri olursa ağer, şimdiden affola.

1K


  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS