girizgah


aslında bu blogun çıkış temeli, dolaylı yoldan sizler sayesinde atılmıştır. sizler hakkında konuşurken, yapılan beyin fırtınası akabinde, bu blogun hazırlanılması için karara varılmıştır.
bu yazıda ismi geçen eva'ya ve izinsiz isimlerinden bahsedeceğimiz diğer tüm blog yazarlarına, gösterecekleri anlayış için şimdiden teşekkürü borç biliyoruz.

son günlerde, yeniden bir kimliğe bürünüp, yepyeni bir blog adresi ile karşımıza çıkan yazarlara rastlıyoruz. ya da bunu yapmak isteyip harekete geçme aşamasında olanlara.

zaman zaman 1k ile aklımızdan geçen, defalarca paylaştığımız bu fikrin, başka arkadaşlarımız tarafından hayata geçirilmesi üzerine, bu durumu tekrar masaya yatırma gereği hissettik.
ilk yazmaya başladığımız zaman ki kadar içten ve özgür olamadığımız anların artışından; çok kişi tarafından takip ediliyor olmanın yarattığı haz kadar tedirginlik hissiyatının da baş göstermesinden ve bunun sonucunda küllerinden yeniden doğma girişimlerinin, tarafımızca taktir edilesi bir hareket olduğundan söz ettik.

konu bu şekilde akıp giderken 1k'ya eva örneğini verdim.
http://www.mustesnaisler.com/ bloğunun yazarı.
şahsi kanaatimdir ki oldukça birikimli biri. gerek yaşadıkları-yaşam tarzı, gerekse bunları aktarış biçimi sayesinde takip edilesi bir blog yazarı. en azından bizim için.

yaklaşık iki, belki üç hafta önce yazdığı " müstehcen" içerikli bir post için, devamlı okuyucusu olan birinden aldığı "hiç sivri olmayan, aksine içtenlikle sarmalanmış sitem taşıyan" bir yorum, kafamı epey kurcaladı doğrusu.
içeriğinin değişmesinden hoşnut olmadığı belli ki eski eva'yı geri istediğini ima ediyordu bu yorum.
eva da gayet insancıl yaklaşarak, bu yoruma " bugün böyle yazarım, yarın salya sümük bir şiir yazarım, içimden ne geçiyorsa odur" cevabını verdi.

aslında buz dağının görünen kısmı oldukça hoş. biri içinden geçeni yazıyor, diğeri de içinden geçtiği gibi yorumda bulunuyor. şartlar teknik olarak aynı. yorum yapan da , en az yazıyı yazan kadar fikirlerini belirtme hakkına sahip.
ancak konunun iç kaldıran kısmı, karşımızdakini kalıplara sokma isteğimizle başa çıkamamız sanırım.

hep güldüren bir yazarın, bir dönem iç karartabileceğini; hep bilgilendiren bir yazarın, o gün yatak odasından bahsedebileceğini kolay kolay kabullenemiyor muyuz ne?

takip ettiğimiz blog yazarlarını, bir anda çok iyi tanıdığımızı düşünüyoruz belki de.
kafamızda yarattığımız şeklin dışına çıktıklarında da garipsiyoruz ve yadırgıyoruz.

içindekileri kusmak için blog yazan bir insanı, köşeye sıkıştırılmış bir ruh haline sokmaktan başka neye yarar ki bu tavrımız?


5n




  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

0 Response to "girizgah"